Merkür ve Lilith’in kavuşumu, derin bir farkındalık ve özgünlük enerjisiyle bizi selamlıyor. Bu güçlü birleşim, gerçeğimizi ifade etme biçimimizi yeniden gözden geçirmemiz için bir çağrı niteliğinde. Düşünce ve iletişimin temsilcisi Merkür ile içimizdeki özgür, bastırılmış ve cesur yanları simgeleyen Lilith bir araya geliyor ve bizi kendi “çok fazla” görülen yönlerimizi kabul etmeye davet ediyor.
Belki de bugüne kadar, kendi gölgelerimizi saklamamız gerektiğini düşündük. O karanlık ve dağınık yanlarımızın, kimliğimizin kabul edilmesi zor parçaları olduğuna inanarak onları susturduk. Ancak bu kavuşumun enerjisi bize şunu hatırlatıyor: Gölgelerimizi saklamak bizi daha güvenli kılmaz; tam aksine, bizi kısıtlar, küçültür ve yaşamdan tam anlamıyla keyif almamızı engeller.
“İnsan kendini sakladığı yerde yalnızlaşır,” der Mevlâna. Gerçekten de, kendimizin parçalarını kilit altında tuttuğumuzda, ne özgürüzdür ne de tamamen var olabiliriz. Bugün, Lilith ve Merkür’ün enerjisiyle şu soruyu sormanın tam zamanı: Ya kimliğimizin hiçbir parçasını gizlemek zorunda olmasaydık? Ya kendimizi olduğu gibi kabul etmek, tüm ışığımızı ve gölgemizi kucaklamak, en büyük özgürlüğümüz olsaydı?
Gölgelerimiz, utanılacak bir şey değildir; aksine, gücümüzün ve özgünlüğümüzün bir parçasıdır. Kendimizi tam anlamıyla kabul ettiğimizde, içimizden yükselen bir özgürlük başkalarına da ilham olur. Şems-i Tebrizi’nin dediği gibi, “Kim ne derse desin, sen kendin ol. Çünkü dünya, senden başka bir tane daha olmayacak.”
Bugün, kendi gerçeğinizi kucaklamak için bir adım atın. Kendi hikayenizi utanmadan, çekinmeden, samimiyetle anlatın. Çünkü en büyük güç, kim olduğumuzu tüm yönleriyle kabullenip ifade ettiğimizde ortaya çıkar. Parlak ve gölgeli her yanınızı cesaretle gösterin; bu, gerçek özgürlük ve otantik bir yaşamın anahtarıdır.
Comments