Bu gün bu videoyu izliyorsun. çünkü kendi hayatına birşeyler katacağını düşünüyorsun.
Evet Bende öyle düşünüyorum.
İyiye güzele doğru bir gelişim istiyorsun.
bende iyiye güzele doğru bir gelişim istiyorum...
bu gün buradasın. bende senin için buradayım
Bundan 5 yıl önce hazırladığım ve çok beğenilerek binlerce kişinini izlediği yukarıdaki linkte bulabileciğiniz ilahi adalet videosunun 2. si ile karşınızdayım. Bu gün İlahi adalet mekanizmasına dair bir Allah hissiyatının içinizde nasıl tetiklendiğini anlatacağız.
sen de bu videonun kendi hayatına katkı sağladığı gibi başkalarının hayatına da katkı sağlamak istersen bu videoyu beğenip paylaşabilirsin.
Dostoyevski’nin “Ezilenler” kitabında şöyle diyor; Bir aslanı gün boyu takip etseydiniz ve aslanın yaşamak için verdiği mücadeleye tanık olsaydınız günün sonunda bu aslanın bir ceylan yakalayıp yemesi sizi mutlu ederdi. Bir ceylanı gün boyu takip etseydiniz ve o ceylanın yaşamak için verdiği mücadeleye tanık olsaydınız günün sonunda o aslanın bu ceylanı yakalayıp yemesi sizi çok üzerdi Yani başlangıç noktasını farklı seçersen aynı olay kişide iki farklı yargı oluşturabilir. Bu yüzden kişinin içindeki adalet duygusu, hangi hikayeyi ne kadar süreyle takip ettiğine bağlıdır…
Bu alıntı özellikle insanın içindeki adalet duygusu hissiyatını çok güzel bir örnekle anlatıyor. insanın içindeki bu duygular aslında Allah a ait evrensel hissiyatlardır. ve örnekte insanın bakış açısıyla adalet hisslerinin nasıl uyandığı anlatılmakta. Bu evrensel yaratıcıya ait hissiyatlar sadece insanda değil evrenin fizik ve metafizik işleyişindede mevcut.
Dostoyevski’nin "Ezilenler" romanından yaptığın bu alıntı, insanın adalet ve empati duygularının nasıl şekillendiğini oldukça etkileyici bir şekilde gösteriyor. Burada yazar, bir aslan ve bir ceylan üzerinden, gözlemcinin bakış açısının olaylar üzerindeki yargısını nasıl değiştirdiğini anlatıyor. Aslanı izlediğimizde, onun hayatta kalma mücadelesine odaklanıyoruz ve avlanması başarı gibi algılanıyor. Ancak, aynı mücadeleyi ceylan açısından izlediğimizde, empati kurduğumuz taraf değişiyor ve avlanması trajedi olarak görünüyor. Bu, aslında insanın doğasında bulunan adalet duygusunun ne kadar öznel olabileceğini gözler önüne seriyor.
Bu örneği genişlettiğimizde, adaletin evrensel bir kavram olduğu, ancak bireyin algısının bu kavramı şekillendirdiği sonucuna ulaşabiliriz. İnsan, kimin mücadelesini izlediğine, hangi koşullarda o mücadeleyi değerlendirdiğine ve ne kadar süreyle bir olayı gözlemlediğine bağlı olarak farklı adalet yargılarına sahip olabilir. Bu, insanın Allah'tan gelen evrensel bir adalet anlayışına sahip olduğunu, ancak sınırlı ve kişisel perspektifinin bu anlayışı bulandırabildiğini gösteriyor.
Bu evrensel hissiyatı doğada da görebiliriz. Örneğin, bir orman yangını insan açısından bir felaket gibi görünse de, ekosistemler için bir yenilenme ve yaşam döngüsünün devamı olabilir. Doğa olaylarına baktığımızda da bu iki yönlülüğü fark edebiliriz. Depremler, volkan patlamaları veya sel gibi doğal olaylar yıkıcı görünebilir, ancak gezegenin evriminde denge ve değişim sağlayan unsurlar olarak işlev görürler.
Benzer bir örnek verecek olursak: Bir avcı kuşun, yiyecek bulabilmek için gün boyu gökyüzünde süzüldüğünü ve sonunda bir tavşanı yakaladığını hayal edelim. Avcı kuşun aç kalmaması için bir şeyler yemesi gerektiğini bildiğimizde, bu tavşanı yakalaması doğal ve gerekli bir eylem olarak görülebilir. Ancak, tavşanın yaşamını sürdürebilmesi için avcıdan kaçış mücadelesine tanık olursak, bu sefer aynı olayı üzüntü ile karşılarız. İşte bu ikilem, adalet ve empati hissimizin büyük ölçüde bakış açısına dayandığını gösterir.
Bu, sadece insanın yargılarına özgü değil; evrensel bir denge yasasıdır. Doğada, her varlık kendi hayatta kalma mücadelesini verir ve bu mücadele bazen bir başkasının kaybı üzerine kuruludur. İnsanın evrensel hissiyatları, yani adalet, merhamet, şefkat gibi duygular, özünde Allah’tan gelen evrensel yasaların bir yansımasıdır. Fakat biz, hangi tarafa daha yakın hissediyorsak, o tarafa daha fazla empati geliştirir ve adaleti ona göre algılarız.
Bu anlayış, insanı adalet kavramını daha geniş bir çerçevede düşünmeye, olaylara sadece bir yönüyle değil, bütün yönleriyle bakmaya teşvik eder. Evrensel adalet, her zaman bir denge arayışındadır, ancak insan bakışı çoğunlukla bu dengenin yalnızca bir parçasını görebilir.
işte bu evrensel adalet sisteminin açığa çıkışı ve insanlığa ilan edilişinin astrolojik göstergesi Satürn terazi burcunun 21 . derecesindeyken ortaya çıkar ve tüm insanlığa ve evrene ilan eder.
Astrolog Arif Aydın
Comments